BİR GEZGİNİN ROTASINDAN

Baltıkların Başkenti Riga

Riga, Baltık Denizi’nin kıyısında yer alan, Baltıkların başkenti olarak da bilinen bir liman kenti. Türkiye’den bu liman kentine doğru yola çıkmaya karar verdiyseniz eğer biraz kararlı olmanız gerekiyor. Vize başvurusu sırasında önünüze çıkan engeller sizin bu kararlığınızı test ediyor adeta. İlk ve en zorlu etap olan vize başvurusunda bulunabilmek için Letonya Göçmen Bürosu’ndan sizin adınıza bir davetiye gelmesi gerekiyor. Daha sonrasında da nerede kalacağınızı, uçak biletinizi, sağlık sigortanızı vs… ayrı ayrı beyan etmeniz gerekli.

Birkaç günlük dahi olsa vizeyi almayı başarabilmiş nadir insanlardansanız, artık Baltıklara doğru yol almanız konusunda bir engel kalmamış demektir. THY’nin İstanbul’dan Riga’ya olan doğrudan uçuşları sayesinde yaklaşık 4 saat içinde Riga havaalanına ulaşabiliyorsunuz. Riga’da ilk olarak bahçeli, dik çatılı, tek başına duran evler karşılıyor sizi. Şehrin merkezine giden yolda büyük alışveriş merkezlerinin önünden geçerek ilerliyorsunuz ve yarım saat içinde Riga’nin kalbi olan Eski Riga’ya ulaşıyorsunuz.



Eski Riga, dar arnavut kaldırımlı birbirine benzeyen sokakları, jugenstil tarzında evleri, kiliseleri, kuleleri, anıtları ile yaşadığınız yüzyılı unutturuyor. Büyük meydanlarına kurulmuş açık hava barları ise eski şehre günümüz insanının eğlence tarzını getiriyor adeta. Yaz aylarında bulunuyorsanız bu şehirde, çocuk çalgıcıların kemanlarla Bethowen’ın ezgilerini çaldığı sokaklarda, kararmayan bir hava eşliğinde gezerken saatin gece yarısını geçtiğini ancak ünlü Laima saatine baktığınızda fark ediyorsunuz. İnsanlarda uyuyor havanın ritmine, sokakların aydınlığına hep birlikte eşlik ediyoruz Riga’da. Sabahın erken saatlerinde ise Eski Riga’nın araç geçmeyen sokaklarında hemen tezgahlar kuruluyor. Amber taşları çeşit çeşit sunuluyor tezgahlarda. Var olan çeşit ve tezgah sayısının bolluğu karşısında gününüzün tamamını amber taşlarından yapılmış kolyeleri, bilezikleri, küpeleri, süs eşyaları, tabloları izleyerek geçirebilirsiniz. Zamanınızı amber taşları ile geçirirken tezgahların karşısında dizilmiş Tekel bayii tarzındaki yerlerde Letonya’nın içkisi olan black balzamın tadına bakmayı unutmayın. Siyah balzam Letonyalı bir kimyacı tarafından 25 ayrı bitkinin karışımından oluşturulmuş, 40 değişik hastalığa iyi geldiği belirtilen, alkol oranı da oldukça fazla olan bir içki. Eski Riga’dan şehri ikiye ayıran nehre geldiğinizde tekneler selamlıyor sizi. Bu teknelerle 2 saat süren şehir turu ile hem şehri hem de limanı görme şansınız oluyor.

Daha fazla zamanınız varsa eğer 4 saatlik turlarla Baltık Denizi’ne ulaşıp geri gelebiliyorsunuz. Eski Riga’dan tren istasyonuna doğru yürüdüğünüzde ise Merkez Market’te buluyorsunuz kendinizi. Modern binasının 1930 yılında yapıldığı alışveriş merkezinde her türlü sebze meyve ve ete ulaşmak mümkün, Eski Riga’nın aksine burada daha yaşlı, gelir düzeyi daha düşük olan bir kesimle karşılaşıyorsunuz.

Riga’dan sıkıldınız ve etrafta denize de girebileceğiniz bir yere gitmek istiyorsunuz, böyle bir yer aradığınızda insanların tümü aynı yanıtı veriyorlar. Jurmala. Jurmala’ya gitmek için trenle yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuğu göze almanız gerekli. Vardığınızdan itibaren ise bir tatil kasabasında olduğunuzu hissediyorsunuz, tren istasyonundan yürüyerek 15 dakika içinde Baltık Denizi’nin kıyısındaki geniş kumsallara ulaşabiliyorsunuz. Tabii otobüslerle ulaşabileceğiz çevredeki oteller ve otellerin kumsallarında daha lüks bir tatil de geçirebilirsiniz.

2,5 milyon nüfusu olan Letonya, insanları, iklimi, tarihi, mimarisi, birçok açıdan bize ve Akdeniz ülkelerine benzemeyen özellikleriyle; uzaklığına, pahalılığına, zor vize şartlarına rağmen bir gezginin rotasında bulunması gerektiğine inandığım bir ülke. İyi gezmeler….

Aytül Karabekiroğlu

İLGİLİ LİNKLER
Visit Riga
Trip Advisor
http://www.lonelyplanet.com/
http://wikitravel.org/


Bu sayfayı yazdırmak için burayı tıklayın

En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

Web sitesi: Koray Karabekiroglu