BİR SANATÇI


Hilmi Özbay



Oldukça geç tanışma şansı bulabildiğim değerli hocam Hilmi Özbay'ın anısına...

Hilmi Özbay 1945 Malkara/Tekirdağ’da doğdu.



1959 İlk okulu bitirdi ve Kepirtepe İlköğretmen Okulu sınavlarını kazandı.

1962 İstanbul Çapa İlköğretmen Okulu resim semineri sınavını kazandı. İlhami Demirci, Selahattin Taran, Hidayet Gülen ve Enver Naci Gökşen’in öğrencisi oldu.
1965 - 1971 İlkokul öğretmenliği yaptı.
1971 - 1974 İstanbul Atatürk Eğitim enstitüsü Resim Bölümü’nde okudu ve mezun oldu.
1974 - 1978 Çorum İlköğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsünde Resim Öğretmeni olarak çalıştı.
1978 Samsun Eğitim Enstitüsü ve Yüksek Öğretmen Okulu Resim Bölümüne atandı.
1982 Yüksekokulların Üniversitelere bağlanmasıyla Ondokumayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak göreve başladı.
1983 Lisans düzeyinde eğitimini tamamladı.
2809 Sayılı Kanun gereğince öğretim üyeliğine yükseltilmek üzere başvuruda bulundu.
1988 Mimar Sinan Üniversitesi’nde kurulan jürice sanatsal çalışmalarının yeterli bulunması sonucu öğretim üyeliğine(Yrd.Doç.) yükseltildi.
1988 - 1992 Resimİş Bölümü Başkanlığı görevini yürüttü ve Ankara DSG Galerisinde ilk Bölüm Sergisinin açılmasını gerçekleştirdi.

Bugüne kadar 50'ye yakın kişisel resim sergisi açtı. 200 civarında karma ve yarışmalı grupsergilerine katıldı. 50 civarında eseri yurtdışı özel,
400 civarında eseri de yurtiçi özel ve kamukuruluş koleksiyonlarında bulunmaktadır. 3 Ödül sahibi olan Hilmi Özbay en son Ondokuzmayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünde Resim Anasanat dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktaydı.

Hilmi Özbay 2013 yılında vefat etmiştir.

2- SANATSAL ETKİNLİKLER

a) ÖDÜLLER

1973 Atölye İçi Çalışmaları Baş Ödül
1974 Yarışmalı “Mart Sergileri” 3. Ödülü
2001 D. Ajans Sanat Kulübü 2000 Yılı Sanata Saygı Ödülü
(Resim Dalındaki Yıllara Dayanan Hizmetlerinden Dolay






b) KİŞİSEL SERGİLER

1974 İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Sergi Salonu’nda 1.kişisel sergisi
1985 Ordu Akbank Sanat Galerisi 2.kişisel sergisi -18 Aralık 1985 - 03 Ocak
1986 Trabzon Akbank Sanat Galerisi 3.kişisel resim sergisi- 12 - 28 Şubat
1986 Samsun Arkeoloji Müzesi Sergi Salonu’nda 4.kişisel resim sergisi - 01-30 Haziran
1987 Çorum D.G.S.Galerisi 5.kişisel resim sergisi-14 - 26 Nisan-
1987 Ordu Akbank Sanat Galerisi 6. kişisel resim sergisi -16 Aralık 87 - 08 Ocak
1988 Samsun Akbank Sanat Galerisi 7.kişisel resim sergisi 20 Ocak - 12 Şubat
1989 Bursa Akbank Sanat Galerisi 8.kişisel resim sergisi - 17 Mayıs – 9 Haziran
1990 Samsun Akbank Sanat Galerisi 9.kişisel resim sergisi – 21 Şubat – 9 Mart
1990 İst. Beyoğlu Yapı Kredi Bankası Sanat Galerisi 10.kişisel resim sergisi 8 -31 Mayıs
1991 Balıkesir Yapı Kredi Bankası Sanat Galerisi 11.kişisel resim sergisi -04 – 26 Nisan-1
1991 İst. Beyoğlu Yapı Kredi Bankası Sanat Galerisi 12.kişisel resim sergisi 30 Nisan-25 Mayıs
1991 Amasya D.G.S. Galerisi 13.kişisel resim sergisi – 09 – 25 Haziran
1992 Bodrum Sualtı Ark. Müz. Haluk Elbe Sanat Galerisi 14.kişisel resim sergisi 15-31 Temmuz
1992 Amasya D.G.S. Galerisi 15.kişisel resim sergisi – 10 – 25 Haziran
1993 Ankara Türk-İngiliz Kültür Derneği Sergi Salonu 16.kişisel resim sergisi 27 Nisan – 08 Mayıs
1993 Selçuk Efes Müzesi Sergi Salonu 17.kişisel resim sergisi -02 – 16 Ağustos-
1994 Balıkesir Yapı Kredi Sanat Galerisi 18.kişisel resim sergisi -26 Nisan – 18 Mayıs
1994 Selçuk Efes Müzesi Sergi Salonu 19.kişisel resim sergisi – 15 -29 Eylül
1995 Samsun Akbank Sanat Galerisi 20.kişisel resim sergisi – 08- 26 Nisan
1995 İst. Beyoğlu Yapı Kredi Bankası Sanat Galerisi 21. kişisel resim sergisi 03 Mayıs – 2 Haziran
1995 Ordu Akbank Sanat Galerisi 22.kişisel resim sergisi – 07-27 Aralık
1996 İzmir Konak Sanat Galerisi 23.kişisel resim sergisi – 24 Ocak – 29 Şubat
1996 Antalya Orkun-Ozan Sanat Galerisi 24.kişisel resim sergisi – 22 Mart – 04 Nisan
1996 Bursa Akbank Sanat Galerisi 25.kişisel resim sergisi – 05 -26 Nisan
1997 Ankara Kızılay Akbank Sanat Galerisi 26.kişisel resim sergisi – 05 – 23 Mayıs
1997 Tekirdağ D.G.S.Galerisi 27.kişisel resim sergisi – 12 - 26 Haziran
1997 Samsun Büyük Otel 28.kişisel resim sergisi – 20-31 Aralık
1998 İstanbul İş Bankası Erenköy Sanat Galerisi 29.kişisel resim sergisi 31 Mart – 24 Nisan
1998 Samsun Gardrop Giyim Mağazası 30.kişisel resim sergisi – 12 -31 Aralık
1999 İstanbul Zerrin Türen Sanat Galerisi 31.kişisel resim sergisi – 03 -16 Nisan
1999 Ankara Vakıfbank Köroğlu Sanat Galerisi 32.kişisel resim sergisi -18 – 28 Mayıs
2000 Samsun D.G.S.Galerisi 33. Kişisel Resim Sergisi – 21 Şubat – 10 Mart
2000 Ankara Soyut Sanat Galerisi 34. Kişisel Resim Sergisi -12- 25 Mayıs
2000 Samsun Papatya Sanat Evi 35. Kişisel Resim Sergisi -
2000 İst.ENKA Rönesans Galeri Bar 36. Kişisel Resim Sergisi – 09 – 23 Kasım
2001 Samsun Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 37. Kişisel Resim Sergisi - 1-15 Mayıs
2002 Anadolu Ajansı Sanat Galerisi 38. Kişisel Resim Sergisi-25 Nisan-17 Mayıs
2002 Samsun DGS Galerisi 39. Kişisel Resim Sergisi-18-30 Aralık
2003 İstanbul Ayasofya Müzesi Sergi Salonu, 40.Kişisel Resim Sergisi -18-30 Mayıs
2004 OMÜ Tıp Fakültesi Toplantı Merkezi 41. Kişisel Resim Sergisi 02-03-Nisan
2004 Gaziantep SANKO Sanat Galerisi 42. Kişisel Resim Sergisi-20 Kasım-04 Aralık
2005 Ankara Tenis Kulübü Sanat Galerisi 43. Kişisel Resim Sergisi - 03- 21 Aralık
2006 T.C. Ziraat Bankası İst. Tünel Sanat Galerisi 44. Kişisel Resim sergisi 01-18 Mayıs
2006 Ankara Tenis Kulübü Sanat Galerisi 45. Kişisel Resim Sergisi 04-22 Kasım
2007 Samsun ALBA Sanat Galerisi 46. Kişisel Sergi 20 Ocak -15 Şubat
2007 Ankara Anadolu Ajansı Sanat Galerisi 47. Kişisel Sergi 03-18 Mayıs

Yrd. Doç. Dr. Hilmi Özbay; sanatın tanımının yapılamayacağını, sanatın zaman içerisindeki tanımlarının dönemlere, anlayışlara, kişilere ve de ortama göre farklılıklar gösterdiğini ifade ederek, sanatı şöyle tarif ediyor: "Duygu ve düşüncelerin çeşitli madde ve teknikler aracılığı ya da yazı ve söz ile dışa vurulması eylemidir."

3- SANAT YAKLAŞIMI VE RESİMLERİNDE ANLATTIKLARI :

Çeşitli kaynaklardan yaptığım araştırma sonucunda Ressam Hilmi ÖZBAY’ın kendini, sanatı ve resmin anlatan bilgilerin özeti aşağıdadır. Uzun yıllar eğitimcilik de yapmış ve şu an çok uzaklarda olan bu sanatçının tavsiyeleri genç ressamlar için yol gösterici olma niteliğindedir.

“”Sanat Nedir? Ne zaman ortaya çıkmıştır? Sorularına kesin yanıt vermek oldukça güçtür. Sanatın herkesçe kabul edilebilecek ortak bir tanımı bu zamana kadar yapılamamış olup, yapılabileceğini de sanmıyorum. Sanatın zaman içerisindeki tanımları dönemlere, anlayışlara, kişilere ve de ortama göre farklılıklar göstermektedir. Örneğin; RUSKİN: "Sanat aşktır, bilgiden çok duyguların ifadesidir." derken; LEONARDO DA VİNCİ: "Sanat bir akıl işidir." demektedir; PICASSO:"Sanat bir sezgi işidir, bir yaşam biçimidir." diye tanımlarken; MELEVİÇ: “Sanatın duygululuktan başka elle tutulur hiçbir yanı yoktur." ifadelerini kullanmaktadır; MONDRIANI ise: “Hayat dengeye ulaştıkça sanat ortadan kalkacaktır" der.
BİZ DE SANAT için : “Duygu ve düşüncelerin çeşitli madde ve teknikler aracılığı ya da yazı ve söz ile dışa vurulması eylemidir.” diyoruz. Baştan da söylediğim gibi sanat için ortak bir tanım ortaya koyulamayacağı gibi; sanatın tanımı dönemlere, anlayışlara, kişilere ve de ortama göre farklılıklar göstermektedir.

Sanat eserlerini sanat eseri ve zanaat eseri olarak iki bölümde inceleyebiliriz. Bunların kısa tanımlarını yapacak olursak: ZENAAT ESERİ; Birden çok benzeri olan ve üretimi seri yapılan, aynı zamanda da fonksiyonel olan ürünlerdir. Gerçi bu zanaat ürünlerinin ilk araştırmaları sanatçılar tarafından yapılır. Rengiyle, formuyla insanın göz zevkine en uygunu üretilmeye çalışılır. SANAT ESERİ ise tektir. Bir başka eşi ve benzeri yoktur. Her şeyden önemlisi fonksiyonel değildir. Zevkimize hitap eder. Bir eserin yapımında akıl, duygu ve orijinallik var ise o eser sanat eser olmaya adaydır.

Sanatçı, mağara devrinde büyücü, sihirbaz olarak kabul edilmiştir. O gizli güçlerle insanlar-toplum arasında bağlar kuran kutsal bir kişidir. Eski Romalılarda şairlere, aslı Latince olan ve peygamber anlamına gelen VATES derlerdir. Sanatçılar günümüzde de üstün yaratılışta gizli güç ve yeteneklere sahip insanlar olarak kabul edilirler. ATATÜRK sanat ve sanatçıyı destekleyen ve onları en iyi anlayan, onurlandıran devlet büyüklerimizin başında gelir. ATATÜRK sanatçıları şu sözleriyle yüceltmiştir: "Efendiler, bir milletvekili, bir başbakan hatta cumhurbaşkanı dahi olabilirsiniz ama asla bir SANATÇI olamazsınız."

İzleyici bir resme baktığı zaman onun neyi anlatmak istediğini anlamak ister. Oysa sanatın ne anlattığını anlamaktan çok ondan zevk almamız önemlidir. Kuş seslerini sevmeyen ondan zevk almayan yoktur, ama kuşun ne demek istediğini hiç kimse anlamaz. İşte sanattan da kuş seslerinden aldığımız zevk ve duyguyu almaya çalışmalıyız.
Sanat eserleri açıklanamaz. Sanat eserleri birer sırlar yumağıdır. Sanat eseri (resim) doğadan ne kadar uzaklaşırsa sanata o kadar yakınlaşır.

Çalışmalarımın içeriğini yaşanılan çevremizden, toplum içerisinden, görsel objelerden oluşturmaya çalışıyorum. Plastik Sanatçıların çoğunun dediği gibi konu önemli değil, yapılan çalışmanın özgün olması, plastik değerde ortaya konması önemlidir. Bu görüşe gerçekten ben de katılıyorum. Sanatçılığımız (Ressam) yanında esas işimizin öğreticiliğimiz olması nedeniyle özellikle öğrencilerimizi çalışmaya yönlendirebilmek için öğrenciler bizden sürekli "konu" istiyorlar. Çalışmaya yeni başlayanlar için konu-obje-sonuç ilişkisi önemli olabilir. Çoğu kez figür, ağaç, kuş, deniz, bulut vb. gibi şeyleri ele alırsınız. Sonuçta bunlar değişime uğratılarak bambaşka bir obje düzenlemesiyle işinizi bitirirsiniz. Önemli olan görünen şeyleri natürel anlamda görsel kılmak değil, görselliği plastik değerlerle ortaya koymaktır. Resimlerimde açık-koyu renk değerlerinin yoğun olduğu görülmektedir. Renk hamurunu yoğun kullanıyorum. Bu nedenle resimlerim rölyef etkisi vermektedir. Yalama fırça vuruşlarıyla yapılan çalışmalar benim heyecanlarımı ortaya koyamıyor. Sanki bu tür yalama üslupla yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ürün yavanmış gibi geliyor bana. Boyayı çalışma anındaki heyecanıma göre her türlü araç-gereç kullanarak yüzeye sürütebiliyorum. Boya hamurunun yoğun kullanılması; ortaya çıkan çalışmaya bir pentür görüntüsü tadı veriyor.

4- Hilmi ÖZBAY İÇİN YAPILAN YORUMLAR :

a) Vefatı sonrası Yr.Doç.Dr. Zehra SENGİR son derece dokunaklı anma konuşmasını “ Bir sanatçı olarak sanat camiası ve öğrencileri için bir kayıp, aynı zamanda arkadaşları için de yitirdiğimiz bir dost sesi olan Himi ÖZBAY’a şimdi söylenecek tek söz; Nurlar içinde yat arkadaşım.” Cümlesiyle bitirmiştir.

b) Resim sanatının şekillenmesinde ve eğitiminde önemli etkisi olan Selahattin TARAN ressam Hilmi Özbay’ın Desen adlı 2002 basımlı kitabının ön sözünde “Sanat Dünyası yaklaştıkça büyür. Okul ancak bu yaklaşımı sağlar.Sonrası senin elinde. Yolun açık olsın. Hilmi.. İstanbul, 15.06.1972 ” diyerek 1972 yılında Hilmi Özbay’ı işaret etmiştir.

c) “…..Leke +Çizgi +Renk Zenginliği = Hilmi Özbay Bunun yanında her resme yeni bir heyecanla başlayan , paletini kurutmamaya özen gösteren sanatçı arkadaşımın resimleri ve benim gravürlerimle birlikte üç ayrı sergide beraberliğimiz olmuştu. Bu sergilerin hepsinde sanata ne kadar çağdaş, akademik anlamda olumlu baktığını gözlemledim. ………………” Ahmet Aydın Kaptan. 04.07.2002

d) Doç.Dr. Koray Karabekiroğlu'nun sanatçıyı anlatan Kendi Rengimizi Bulalım başlıklı şiiri aşağıdadır“

Kendi Rengimizi Bulalım

Bir insan ki, resim ilk aşkı, en büyük birinci sevgilisi, yaşam biçimi.
Hayatında resim hiçbir zaman birincilikten inmemiş.
Kadınları resimde sevmiş, renkleri resimde...
Desenlerin ustası

Biraz renk katalım.
Fırçayı dibe değdirmeyelim.
Fotoğraf çekmiyoruz, resim yapıyoruz.
Gerçekten uzaklaştıkça sanata yaklaşıyoruz.
Biraz daha renk katalım.
Bu bizim dünyamız.

Binlerce resim, binlerce öğrenci, yüzlerce sergi, yüzlerce sergi ve tiner kokusu
Bu bizim dünyamız.
Leylekler, kayıklar ve kadınlar…
Biraz daha renk katalım.

Horozlar, evler ve yine kadınlar…
Beyazlar kirlenmesin.
Fırçayı dibe değdirmeyelim.
Biraz daha renk katalım.

Desenler biçimlensin, renkler ortaya çıksın.
Bu kırmızı güzel değil.
Bu bizim dünyamız.
Kendi rengimizi bulalım.



5- Hilmi ÖZBAY RESİMLERİ :

Sanatçı “Çizgiden Boyaya retrospektif “ 2011 sergisi için hazırlanmış kataloğunda “Beyazlar Kirlenmesin” başlıklı tanıtım yazısında resimlerini anlatmaktadır. Bu yazıdan bölümler halinde bilgi vererek Hilmi ÖZBAY’ın ne anlamak istediğine yardımcı olmak istiyorum. “Resimlerim izlendiğinde kadın figürlerinden oluşan çalışmaların yoğunlukta olduğu görülür.Kadın her dönemde sanatçıların ana teması olmuştur.Ben de böyle olmuştur.Çevrenize, Dünyamıza, yazılı ve görsel basına baktığımızda olumu ve olumsuz durumların başında kadının geldiğini görürüz. İşte bunlar beni bu temaya doğru yönlendirmiştir. Kadınlar ilham kaynağımızdır. Her başarının arkasında bir kadın olduğunu,geri kalmışlıktan kurtulmanın kadınların aydınlanmasından geçtiğini düşünürüz ve bir de kadınlarımızı meta aracı olarak kullanma eğilimlerinin olduğunu görürüz. İşte benim resimlerimde; daha iyi yaşam ortamı bulabilmek için evden ayrılan (kaçan) genç kızlarımızı, kırsal kesimden kente gelen yalnızlaşan kadınlarımızın dramını bulursunuz.

"Buradaki koyu renk tonlarla kadınlarımızı ve kızlarımızı kötü yollara düşürmek isteyen art düşüncelileri, açık renk ise temiz art düşüncesiz insanlarımız simgelemektedir. Dışlanmışlığı, namusu-namussuzluğu, ak ile karayı anlatmak-yorumlamak için yalın bir biçemle yola çıkarak açık fırça darbeleriyle dürüstlüğü, bozulmamışlığı, dokunulmamışlığı simgeliyorum. Tablolardaki yorgun olmayan, devingen, ritmik el yazısı kıvraklığında, yer yer dışavurumcu lekeci anlatımla ; kendine özgü lirik bir soyutlama, plastik bir yorumlama kaygısı içinde sezgilerimi, iç dünyamı yansıtmaya çalışıyorum."



BAZI LİNKLER

  • Hilmi Özbay Blogspot

  • Turkish Paintings

  • Sanata ve Eğitime Adanmış Bir Ömür

    Koray KARABEKİROĞLU


  • Bu sayfayı yazdırmak için burayı tıklayın


    En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

    Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

    Web sitesi: Koray Karabekiroglu