Türkçe English

Ergenlerde depresyon tedavisinde neler önerilebilir?

Depresyon en sık görülen ve yaşamı en olumsuz şekilde etkileyebilen psikiyatrik bozukluklar arasında yer alır. Yaşam kalitesini belirgin ölçüde düşürür ve zaman zaman intihar düşüncelerine ve azalan özbakım ve dikkat sorunlarına bağlı olarak ölüm riski belirgin olarak yükselir. Depresyon aynı zamanda toplumlar için de belirgin bir iş gücü kaybı yaratması nedeniyle önemli bir ekonomik sorundur. Depresyon için çok sayıda tedavi yöntemi kullanılabilir ve bu tedavilere ayrılan bütçeler oldukça yüksektir.

Gelişmiş toplumların hemen hepsinde depresyon tedavisinde ilk sırada akla gelen seçenek antidepresan ilaçların kullanımıdır. Yirminci yüzyılın ilk yarısından beri kullanılan trisiklik antidepresanların (örneğin, imipramin, desipramin, amitriptilin) yerini günümüzde daha çok serotonin geri alım engelleyiciler almıştır (örneğin, sertralin, fluoksetin, sitalopram). Daha yakın zamanda da yeni kuşak antidepresanların (örneğin, venlafaksin, mirtazapin, reboksetin) kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. Her bir antidepresanın etki mekanizması, öncelikli kullanım alanları ve uygun dozu, kullanım süresi ve yan etki profili oldukça farklı olabilir. Her birey için de etki ve yan etkiler farklılık gösterebilir. Bu nedenle özellikle ergenlerde antidepresan kullanımında çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanlarının kararı ve takibi oldukça önemlidir. Kullanılan ilacın dozunun değiştirilmesi, yan etkilerin ve etkinliğin takibi, ek ilaç eklenmesi ya da ilaç değişikliği, ilacın kullanım süresi gibi değişkenlerin belirlenmesi için psikiyatrik takiplere devam etmek gerekli olacaktır. Öte yandan, depresyon tedavisinde ilaç kullanımı tedavinin sadece bir parçasıdır. Çok sayıda farklı tedavi yaklaşımı da birlikte uygulanmalıdır.

İlaç tedavilerinin dışında davranışçı tedavi yaklaşımları da sıklıkla kullanılır. Kişinin olumlu geribildirim almasını sağlayacak aktivitelere katılması desteklenir. Bu amaçla bir davranış planı çıkarılıp, ödevler verilebilir. Öte yandan, davranışçı yöntemlerin bilişsel tedavi yaklaşımları ile de desteklenmesi gerekli olur. Bilişsel tedavi yöntemleri arasında psikoeğitim, olumsuz düşünce şemalarının ve otomatik düşüncelerin belirlenmesi ve değiştirilmesine yönelik çalışılması yer alır. Ergenin problem çözme becerileri artırılır. Kişiler arası psikoterapi olarak adlandırılan terapi yaklaşımında da özellikle bireyin ikili ilişkilerine odaklanılır. Tüm bu terapi yöntemlerinin eğitim almış, uzman kişilerce uygulanması gereklidir.

Bilişsel davranışçı terapi yöntemleri arasında özdenetim (self-monitoring), kendini değerlendirme (self-evaluation), bilişsel yeniden yapılandırma (cognitive reconstruction), kendini destekleme (self-reinforcement), vb. teknikler kullanılabilir. Özdenetim tekniğinde ergenin düşüncelerini ve duygularını kaydetmesi istenir. Bu yolla ergen hem değerlendirilmiş olur, hem de aynı zamanda ergenin kendi duygu ve düşüncelerinin daha fazla farkında olması ve arasındaki ilişkileri kurabilmesi yoluyla tedavi edici yönde bir müdahale anlamı taşır. Bilişsel davranışçı terapilerde bazı bilişsel hataların düzeltilmesi hedeflenir. Sık görülen bilişsel hatalar arasında “ya hep ya hiç düşüncesi”, “algıda seçicilik”, “büyüsel bağlantılar kurma”, “aşırı genelleme”, “en kötü olasılığa odaklanma”, vb. düşünce yöntemleri sayılabilir.

Sosyal beceri eğitiminde de depresif ergenler rol yapma, model alma ya da psikodrama gibi yöntemlerle sosyal ilişkilerde kendini daha iyi ifade etme ve diğerlerini daha doğru olarak anlama, sosyal ilişkileri başlatma ve sürdürme, sosyal destek sistemlerini etkin olarak kullanma, vb. alanlarda gelişme sağlarlar. Öte yandan, aile terapileri ve psikodinamik tedavi yaklaşımları da dolaylı olarak depresyon tedavisinde –özellikle ilaç tedavisine ek olarak- kullanılabilir.

Ebeveynler ve arkadaşlar hangi yöntemlerle depresif bir gence yardım edebilir?

  • Onunla konuşun, ona sorular sorun, gerçekten onu dinleme isteğinizi gösterin. İntihar hakkında konuşarak onun intihar düşüncesini alevlendirmezsiniz.

  • Onunla konuşurken ders verirmiş gibi davranmayın. Öğütler, tavsiyeler, “senin yerinde olsam”, “ben senin yaşındayken” ile başlayan cümleler ergenin sizi dinlemesini engelleyebilir.

  • Problemlerini asla hafife almayın, küçümseme ve espri konusu yapmayın.

  • Dürüst olun. Onun hakkında endişeleniyorsanız, onunla paylaşın.

  • Onunla duygularınızı da paylaşın. Yalnız olmadığını bilmesini sağlayın. Herkes zaman zaman üzgün ve depresif olabilir.

  • Suçlu-suçsuz, haklı-haksız tartışmalarından kaçının. Bu tür tartışmalar suçluluk duygularını ya da öfkeyi artırmaktan başka işe yaramaz.

  • Depresyon hakkında doğru kaynaklardan bilgi edinin. Olası biyolojik ve psikososyal riskleri, depresyondan korunma yollarını bilmek için -kaynağından emin olduğunuz- doğru kaynaklardan bilgi edinin.

  • Onun yardım almasını sağlayın. Problemin geçip gitmesini beklemeyin. Üzgünlük geçse de “tek yol intihar” fikri devam edebilir.

  • Problemler azaldıkça, intihar fikri ortadan kalktıkça, daha önce hissettiklerini küçümsemeyin, basitçe düzelmiş bir fikir olarak ele almayın.

  • Spor ve egzersiz yapmasını teşvik edin. Düzenli spor depresif duyguları azaltmada, bireyin kendini sağlıklı ve dinç hissetmesinde yardımcı olur. Spor yaparken salgılanan endorfinlerin antidepresan etkileri vardır. Öte yandan, dolaşım, solunum ve bağışıklık sistemlerinin güçlenmesinde olumlu etkileri olur. Fiziksel olarak özgüven duygusunun artışını sağlar.

  • Sağlıklı ve düzenli beslenmesini ihmal etmemesini sağlayın. Depresyon döneminde iştah azalabilir ya da aksine özellikle karbonhidrat ağırlıklı besinlere karşı iştah artabilir. Her iki durumda da kan şekeri düzensizlikleri duygudurum dalgalanmalarını tetikler. Öte yandan, yetersiz vitamin ve mineral alımının da depresyonu şiddetlendirici, dikkat ve belleği bozucu etkileri vardır.

  • Sorunlarını net olarak görmesi ve bir bütün olarak değil, parça parça ele alması yararlı olacaktır. Depresyon belirtilerini şiddetlendiren stres etkenlerinin aydınlatılması ve gerçekçi, uygulanabilir bir plan çerçevesinde bölüm bölüm ele alınması yararlı olur. Çözüm üretilemeyen sorunlar için yardım alması desteklenir.

  • Duygu ve düşüncelerini ifade etmesini destekleyin. Ağlamak istediğinde ağlamasını durdurmaya çalışmayın. Hoşunuza gitmeyen düşüncelerini açıkladığında sakinlikle dinlemeye çalışın. Duygu ve düşünce boşalımları zarar verici eylemlere dönüşmedikçe genellikle yararlı olur.

    İntihar girişiminde bulunan bir genç acil olarak bir hastaneye götürülmeli ve bir psikiyatri değerlendirmesine acil olarak alınmalıdır. Tekrar intihar etme riskine dikkat edilmeli, güvenli bir ortamda takip edilmelidir. Psikiyatrik takip ve tedavi asla aksatılmamalı, kazanılan olumlu ilişki, davranış ve duyguların korunması için dikkatli olunmalıdır.


    Dr. Koray Karabekiroğlu


  • En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
    Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

    Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

    Web sitesi: Koray Karabekiroglu