Türkçe English

DEHB’si olan bir çocuğa sahip ebeveynlere genel olarak neler önerilebilir?

DEHB’si olan çocuklarda çok küçük yaşlardan itibaren ortaya çıkan belirtiler (ör., aşırı hareketlilik, yönergelere kayıtsız kalma, dürtüsel davranışlar) ebeveynler için oldukça yorucu ve yıldırıcı olabilir. Zaten ebeveyn olmanın zor olduğu ve DEHB’si olan çocukların önemli bir bölümünün ebeveynlerinde DEHB belirtileri olduğu için, DEHB’si olan çocukların ebeveynlerinin işi birkaç kat daha zordur. Bu nedenle ebeveynlik becerilerini (ör, kural ve sınır koyma, doğru ve etkin yönerge verme, ilişkiyi olumlu yönde geliştirme, vb.) geliştirmeye ortalama bir ebeveyne göre çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Öte yandan, yaşadıkları sıkıntı düzeyi düşünüldüğünde kendileri için de psikososyal desteğe daha fazla gereksinimleri olur. Her ne boyutta olursa olsun, DEHB’si olan bir çocuğun ebeveynlerinin mutlaka sıkıntı yaşayacağını söylemek doğru olmaz. Sabırlı, bilinçli, kapsayıcı, iyimser bir tutum ev ortamındaki sorunların en aza inmesinde etkin olabilir.

Öncelikle çocuğunuzu ve kendinizi iyi tanımaya çalışın

Çocuğunuzla ilgili olarak şu soruların yanıtlarını verebiliyor olmalısınız: (Aynı soruları kendiniz için de sorup yanıtlayabiliyor olmalısınız)

  • Becerikli olduğu yönleri neler?

  • Zorlandığı yönler neler?

  • Kendisinde en çok sevdiği ve sevmediği taraflar neler?

  • Kim gibi olmayı, nasıl biri olmayı hedefliyor?

  • Zekâ ve öğrenme düzeyi nedir?

  • En iyi arkadaşları kimler?

  • En çok nelerden endişe eder?

  • Üç dileği olsaydı acaba ne dilerdi?

  • Resim, müzik ve sporda ne kadar yetenekli?

  • Arkadaşları arasında yeri ne? Popüler mi? Dışlanan biri mi?

  • Psikiyatrik bir tanısı var mı?

  • İlerde psikiyatrik açıdan hangi alanlarda sorun yaşama riski daha fazla?

  • Onu psikiyatrik açıdan koruyan ve güçlü kılan etkenler neler?

  • Ona destek olan insanlar kimler?

    DEHB’si olan bir çocuğa sahip ebeveyne şu noktalar hatırlatılabilir:

  • Çocuğunuz tüm bu davranışlarını bilerek ve isteyerek yapmıyor. Sizi çoğunlukla dikkate almayan, sizi zaman zaman çileden çıkaran davranışlarının çoğunu düşünmeden gerçekleştiriyor ve belki de çoğunda sonradan pişman oluyor. Bazen duygularını ve düşüncelerini ifade ederken doğru sözleri ve işe yarayan davranışları kullanmayı bilmiyor. Aslında kastetmediği şeyleri söyleyebiliyor.

  • Bazen sizi test etmesinin doğal olduğunu unutmayın. Çoğu ortamda ve çoğu zaman olumsuz sözler duymaya alıştığından, bazı olumsuz davranışlarında –bilinçli olmaksızın- sizin sevginizi ve güveninizi test ediyor. Diğer bir deyişle, size bir mesaj veriyor ve anlaşılmayı umuyor.

  • Çocuğunuzun olumlu, beğenilen, istenen yönlerini keşfedin. Bu olumlu yönler az sayıda ve size ya da başkasına göre değersiz bile olsa, bu tür yönlerinin olduğunu bilmesi olumlu davranışlara giden adımlardan belki de ilkidir.

  • Değişime inanın. İnsanların değişmez olduğu düşüncesi erişkinler için bile doğru değilken, çocuğunuzun kısa zaman içinde ne kadar çok değiştiğini görmek sizi şaşırtabilir.

  • Siz önce kendi üzerinize düşeni yapın. Onunla aranızdaki ilişkinin sadece onun kontrolünde olmadığını, sizin de bir taraf olarak bu ilişkiyi yönlendirebileceğinizi unutmayın. Her ilişkinin iki tarafı vardır ve bir taraf uygun şekilde o ilişkiye yön verdikçe, diğer taraf istese de istemese de ilişki olumsuz yönlerden etkilenmeyebilir. Diğer bir deyişle, önce siz başlayın. Örnek olmaya çalışın ve bekleyin.

  • Söylenip durmayın, yapın. Yapmasını istediğiniz ya da yapmamasını istediğiniz şeyleri söyleyip duruyorsunuz, ama kaç defa söyleseniz de yapmıyor. O zaman söylemeyi ve söylenmeyi bırakın. Sonuçlarına katlansın.

  • Mükemmeliyetçi olmayın. Herşeyin tam olması, eksiksiz olması gerekmiyor. Biraz çaba gösterince, çabasını destekleyin. Detaylarla uğraşmayın. Ona iyi şeyler söylemek onu rehavete sürüklemek, aksine motive eder.

  • Bazı şeyleri de yaşayarak öğrenmesi için fırsatlar yaratın. Bazı bireyler başkalarının öğrendiklerinden ve geçmişteki deneyimlerinden daha kolay ders çıkarırken, bazıları ancak yaşayarak öğrenir. Bu nedenle çok riskli olmadıkça, yaşayarak öğrenmesi için fırsatlar yaratın.

  • Özgüvenini destekleyin. DEHB ile mücadelede, hele de ergenlik döneminde, anahtar kelimenin özgüven, diğer bir deyişle kendilik değeri olduğunu unutmayın. Gerçek kendilik değerinin göstergesi alıngan olmamak ve görevlere başlamak ve sürdürmekte tereddüt yaşamamaktır. Kendine güvenin göstergesi sözlerle değil, yapılanlarla ortaya çıkar.

  • Mizah iyi bir başa çıkma yöntemi olabilir. DEHB’si olan çocuklar ve özellikle de ergenler bir davranış yöntemi ve psikolojik savunma düzeneği olarak mizahı çok sık kullanırlar. Onunla iletişim kurarken siz de mizahi bir yaklaşım kullanabilirsiniz. Gerçekten de herşeyi o kadar da ciddiye almaya gerek olmamalı.

  • Detaylara takılmayın. Bazen ebeveynler, “terlik giymiyor”, “yüzünü yıkamıyor”, “ders sonrası test çözmüyor” gibi görece daha az önemli konularda çok daha fazla kafa yorabiliyorlar. Bu detaylarla uğraşmak daha öncelikli konularda ebeveynin otoritesini sarsabiliyor, sözünün dinlenmesini engelliyor. Bu detaylarda gösterdiğiniz hoşgörü ve anlayış onunla ilişkinizi de olumlu yönde etkileyecektir.

  • Birlikte olmaktan keyif alın. Sorumluluk, ödev gibi ilişkinizi zorlayacak alanlar dışında da birlikte keyifli zaman geçirmeye özen gösterin. Eğer bu sorumluluk konularında artık iletişim kuramaz hâle geldiğinizi düşünüyorsanız, bu alanları daha teknik deneyimi olan (ör, öğretmen) bir başkasına bırakın. Hiç değilse siz bir süre ebeveyn-çocuk etkileşiminin keyfini çıkarmaya odaklanın.

  • Diğer çocuklarınızı ihmal etmeyin. Bazen daha fazla ilgi ve zaman ayrılmasına ihtiyaç gösteren çocuklar ebeveynlerin diğer çocuklarını ihmal etmesine neden olabiliyor. Zaman içinde de diğer çocuklarda önemli psikososyal sorunlar ortaya çıkabiliyor.

  • Ailenin günlük rutinleri olması çoğu zaman koruyucu olur. Örneğin, hemen her gün aynı saatlerde yemek yemek, aynı saatlerde yatağa gitmek sirkadyen ritmi de olumlu etkilediğinden dikkat sorunları için olumlu etkiler yaratabilir. Öte yandan, aynılık ve aile birlikteliği çocukta güvenlik duygusunu pekiştirir. Onun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını görmeniz için fırsat yaratır.

  • Kural koyma becerilerinizi geliştirin. Size düşen belki de en öncelikli ödev doğru şekilde disiplin yöntemleri uygulamayı öğrenmektir.

  • Başarısını değil, çabasını ödüllendirin. Akademik başarı, fiziksel beceriler gibi çok fazla etkene bağlı olan ve onun elinde olmayan hedeflere odaklanmayın. Onun yerine gerçekçi ve sürece odaklanan ve emeği ödüllendiren bir yaklaşım edinin.

  • Kendinizi de asla ihmal etmeyin. Kendi sıkıntılarınız tahammül gücünüzü azalttığından hem çocuğunuzdaki olumlu yanları görmenizi engeller, hem de verdiğiniz yersiz ya da yıkıcı tepkiler sorunların daha da derinleşmesine neden olabilir. Psikiyatrik, psikolojik sorunlar açısından da bir değerlendirme ve gerekirse destek almayı ihmal etmeyin.

  • Yakınlarınızdan destek alın. Eşinizin, arkadaşlarınızın, komşularınızın, akrabalarınızın, sosyal çevreniin desteğini alın. Örneğin, çocuğunuzun sorumluluğunu eşinizle paylaşın.

  • Çözüm için uygun zamanı bekleyin. Konuşmak ve sorun çözmek için çatışma zamanını değil, sakin ve dinlenmiş olduğunuz zamanları seçin. Konuya yaklaşırken öncelikli olarak olumlu yönlerden giriş yapın, daha sonra olumsuz yönlere geçin.

  • İletişim becerilerinizi geliştirin. İletişim pek çok konuda olduğu gibi, DEHB’si olan çocukla yaşayan sorunları gidermede de ebeveyn için anahtardır. İletişim sürecinde sizin sözlerinizi anladığından emin olmaya çalıştığınız gibi, sizin de onu yeterince doğru anlayıp anlamadığızdan emin olmaya çalışın. Gerekirse bunu açık ve samimi bir dille sorun.

  • Tutarlı olun. Diğer bir deyişle, sözlerinizle yaptıklarınız çelişmesin. Ayrıca, zaman içinde de tutarsız beklentilere girmeyin. Tutarsızlık güveni ve iletişimi bitirir.

  • Tabii ki öncelikle siz örnek olun. Yaparak, uygulayarak öğretin. Kuru sözlerle değil, beden dilinizle de, ses tonunuzla da, kullandığınız araç gereçlerle de ne istediğinizi gösterin ve mümkünse önce siz uygulayın.

  • Öngörülü olun. Olası çatışma konularını öngörerek, çatışma yaşamadan çözüm üretmenin yollarını arayın. Çatışma sırasında yaşanan duygular (öfke, üzüntü, vb.) gerçekleri doğru değerlendirmeyi engeller ve çözüm üretmek zorlaşır.

  • Kimliğine, özerkliğine saygı gösterin. Onu da ilgilendiren kararla alırken, onun da fikrini alın. Ancak sizinle taban tabana zıt olduğu ve sizin değiştiremeyeceğiniz tutumlarda sizin sözünüzün geçerli olacağını da önceden söyleyin.

  • Samimi ve yakın bir ilişki içinde olun. Onunla iletişim kurarken göz teması kadar fiziksel temas (ör., omzuna dokunma, sarılma, vb.) da düşüncelerinizin doğru aktarılması için yararlı olabilir. Güven ve sevgi duygusunu da pekiştirir.

  • Uygun ev ortamı sağlayın. Ev ortamının dikkat dağıtıcı unsurlardan mümkün olduğunca arınmasını sağlayın. Örneğin, ödev yapacağı yerde ışık ve ses düzeni uygun olmalı, sandalyesi ergonomik (bedenine uygun, işlevsel) olmalı. Evin eşya düzeni de sık sık değiştirilmemeli, kolay dağılmasına olanak vermeyecek şekilde pratik unsurlar içermelidir. Bu şekilde odası kolaylıkla dağılmaz, hem de dağınıklık hali dikkatini dağıtmaz.

  • Çocuğunuzun tedavi sürecini çok iyi kaydedin. Yapılan tetkikleri, kullanılan ilaçları, gidilen doktorları, tarihleri ve detayları ile kaydedin. Evde tetkikleri ve tüm uygulamalrı içeren ayrı bir dosya tutun.

  • Kendinizde de dikkat sorunları ve DEHB olup olmadığını araştırın. Bu konuda DEHB ile özel olarak ilgilenen bir psikiyatri uzmanı ile görüşebilirsiniz.

  • Tedavi sürecinde anlatılanları iyice öğrenin. Tedavi sürecinde önerilen uygulamaların, ilaç tedavilerinin ve psikoterapilerin içerğini, önerilme nedenini, etki mekanizmasını ve benzeri unsurlarını öğrenmeye çalışın ve özellikle çocuk psikiyatrisi uzmanına sorularını sormaktan çekinmeyin.

  • Çocuğunuzun okulda ve eğitim sistemindeki haklarını öğrenin. Eğitim ortamında yapılması gerekenleri, çocuğunuzun haklarını öğrenin. Gelişmiş ülkelerde özel eğitime gereksinimi olan öğrencilere çok çeşitli, destekleyici akademik hizmet verilmektedir. Bunlara örnek verilecek olarak, “not tutmaya yardım”, “okumaya yardım”, sınavlarda “uygun ortam, koşullar”, “ek süre”, “bireysel sınav” hakları sayılabilir.

  • Aile eğitim gruplarına katılabilirsiniz. Bu eğitimler başa çıkma yolları geliştirmenizde yardımcı olur. Çocuğunuzun tedavisini destekler.

  • Hedefleri kısa, orta ve uzun vadeli olarak gruplara ayırın. Bazı şeylerin değişimi zaman alacaktır ama bazı şeyler acildir. Er bireyin sosyal, duygusal, tıbbi, eğitsel pek çok ihtiyacı vardır ve öncelikle ihtiyaçlar karşılanabilir. Tıbbi ihtiyaçlar (ör, kansızlığın giderilmesi, tiroid hormonlarının normal kan düzeyine getirilmesi) daha acil olabilir. Özgüven gelişimi ise zaman alacaktır.

  • Hedefler konusunda esnek olun. Alternatifleriniz olsun. B planlarınız olsun. Bazen işler beklediğiniz gibi itmeyebilir. O zaman alternatif hedefler olmazsa çok ciddi moral ve motivasyon sorunları yaşanabilir. Öte yandan, bazen işler umduğunuzdan da iyi gidebilir. O zaman da daha da iyi noktaları hedeflemek sizin de hakkınız olur.

  • Daha detaylı bilgiler için Aman Dikkat: Dikkat ve Öğrenme Sorunları kitabını edinebilirsiniz...


    Dr. Koray Karabekiroğlu


  • En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
    Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

    Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

    Web sitesi: Koray Karabekiroglu