Davranım bozukluğu uzun bir gelişim süreci sonrasında çeşitli risk etkenlerinin birarada bulunmasıyla ortaya çıkan bir bozukluk olduğundan tedavisi de çok kolay olmamaktadır. Tedavide, pek çok katılımcı (anne, baba, psikolog, psikiyatr, öğretmenler, arkadaşlar, vb.) bir koordinasyon çerçevesinde bir yaklaşım planı hazırlamalı ve aşama aşama uygulamalı, her aşamada yeniden gözden geçirme yapılmalıdır. Bu süreçte ergen psikiyatristi genellikle organizsayonu üstlenen koordinatör görevi üstlenir.
İlk aşamada aktif sorunlu davranışların durdurulması amaçlanabilir. Örneğin, çalma, fiziksel zarar verme, suç işleme gibi eylemlerin kesinlikle
engellenmesi için tüm ekibin kararlılıkla gerekli tedbirleri alması ve gerektiğinde yaptırımları uygulaması gerekir. Erken dönemdeki bu yaklaşımda
temel düşünce sorunlu davranışın kesinlikle hoş görülmediğinin tüm taraflarca açıkça ifade edilmesi gerekliliğidir.
Davranım bozukluğu nedeniyle psikiyatrik başvurularda ilk dönemlerde genellikle bir kriz durumu söz konusudur ve bu krizin uygun şekilde yönetimi
önceliklidir. Belirgin dürtüsellik artışı bazen hastane yatışını gerekli kılabilir.
İkinci aşamada -çoğu zaman ilk aşama ile paralel olarak hayata geçirilebilir- ise mevcut ruhsal sorunların tedavisi derinleştirilir.
Örneğin, depresyon, dikkat eksikliği bozukluğu, madde kullanımı gibi psikiyatrik sorunların eşlik ettiği koşullarda etkin bir tedavi
(ilaçlar, psikoterapi, aile terapisi vb.) hayata geçirilir. Aktif olarak devam eden ruhsal sorunların sıkıntı verici belirtileri
hafifledikçe tedavide üçüncü aşamaya geçilir.
Bu üçüncü aşamada davranım bozukluğunun ortaya çıkmasında etkin rol alan faktörlerin de durdurulması amaçlanır.
Örneğin, aile içi çatışmalar, sosyal beceri sorunları, yetersiz kendilik değeri gibi etkenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik nispeten daha uzun
soluklu tedavi planları uygulanır. Bu aşamada da belirli bir yol katedildiğinde sağlıklılık durumuna gelinmiş olur.
Son olarak da sağlıklılık durumunun sürmesi için koruyucu yaklaşımlar uygulanmaya devam edilir. Özgüven artırıcı uygulamalar, sosyal beceri eğitimleri, mesleki becerilerin artırılması, psikoeğitim gibi uygulamalarla geçmişte yaşanan ruhsal sorunların tekrarlanması engellenmeye çalışılır.
Davranım bozukluğunda en sık kullanılan ilaçlar arasında atipik antipsikotikler (ör, risperidon, olanzapin, ketiapin, aripiprazol), duygudurum dengeleyicileri (ör, valproik asit, lityum), antidepresanlar (ör, imipramin, sertralin, sitalopram), stimülanlar (ör, metilfenidat) sayılabilir. Eşlik eden diğer ruhsal sorunlar ve davranım sorunlarının şiddetine göre ilaç düzeyleri ve ilaç kombinasyonları ergen psikiyatristi tarafından düzenlenir. Davranım bozukluğu tedavisinde ilaç tedavileri dışında etkinliği gösterilmiş tedavi yöntemleri arasında bilişsel-davranışçı terapiler (BDT) sayılabilir. Davranışçı yöntemler içinde aile içi davranış örüntülerinin yeniden yapılandırılması, sosyal becerileri artırma teknikleri, kendi kendini kontrol etme becerilerinin artırılması gibi unsurlar da yer alabilir. Ailenin doğru ve etkin bir biçimde sınır koyma becerilerinin artırılmasını hedefleyen annebaba eğitimleri de yararlı olmaktadır. Davranış terapisi yöntemleri arasında duygu ve düşünceleri ifade etme becerilerinin geliştirilmesi, sorun çözme becerilerinin geliştirilmesi, öfke kontrolü eğitimi gibi yapılandırılmış terapi programları sayılabilir
Dr. Koray Karabekiroğlu
En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir...
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez
veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz.
Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.