Erişkinlerde olduğu gibi birçok faktörün bir araya gelmesi ile oluşur. Tıbbi nedenler, hayat olayları, aile öyküsü, çevresel faktörler, genetik yatkınlık ve biyokimyasal faktörler depresyona yol açabilir. Çocuklarda dikkat bozuklukları, özgül öğrenme güçlükleri, davranım bozukluğu ve kaotik ev/okul ortamları hem depresyon hem de uzun süreli depresif ruh halinin görüldüğü psikiyatrik bir bozukluk olan distimi için risk faktörleridir. Depresyon gelip geçen bir hüzün değildir ve uygun tedavi edilmediğinde kendiliğinden etki bırakmaksızın geçmesi zordur. Çocuklarda gün içinde zaman zaman gözlenebilen mutluluk, keyifli görüntü depresyonun var olmadığı anlamına gelmemelidir. Ailesinde depresyon öyküsü olan çocuklar çok daha büyük risk taşır (1 ebeveyn %20-30; 2 ebeveyn %40-50). Ailesinde depresyon öyküsü olanlar ilk episodu daha erken yaşarlar. Kaotik ve çatışmalı aile ortamında olup, alkol/madde bağımlılığı ve istismar/ihmâl öyküsünde depresyon riski artar.
Hemen her bireyin yaşadığı kısa süreli mutsuzluk, karamsarlık durumlarından farklı olarak depresyon durumunda belirtiler genellikle süreğendir ve en azından iki hafta boyunca belirgin düzeyde belirtiler (ör, isteksizlik, mutsuzluk, keyif alamama) görülür. Bu süreçte ergenin işlevselliğinde, özellikle aile ve akran ilişkilerinde bozulmalar ortaya çıkar. Bu süreç uzadıkça olumsuz gelişmeler çökkün duygudurumu daha da şiddetlendirebilir ve depresyon daha ağır bir klinik tabloya bürünebilir. Bireyin güçlü yönleri (ör, yüksek zeka düzeyi, olumlu aile içi ilişkileri, bireysel yetenekler) depresyon sürecinin şiddetinde ve süresinde belirleyici olabilir. Depresyon dönemi öncesinde koruyucu etkenlerin yetersiz olduğu bireyler hem daha kolaylıkla depresyon sürecine girerler, hem de bu süreç daha sorunlu yaşanır. Bazen depresyon döneminde işlevsel olmayan kişilik örüntüsü unsurları gün yüzüne çıkabilir. Örneğin, öfke kontrolü sorunları yaşayan, kimlik gelişiminde sıkıntıları olan bir ergen depresyon sürecindeyken erişkinlik dönemlerinde görülebilen birtakım kişilik bozukluklarına benzer belirtiler ortaya koyabilir. Boşluk duyguları yaşayan, insanlara güvenini yitiren ve ilişkilerinde belirgin dalgalanmalar sergileyen, kendine zarar verme davranışı gösteren depresif bir ergen yanlışlıkla sınır kişilik bozukluğu tanısı alabilir. Benzer şekilde okul ortamında otoriteyle sorunlar yaşayan, teklikeli araba kullanan, akranlarına zorbalık yapan depresif bir ergen yanlışlıkla antisosyal kişilik bozukluğu tanısı alabilir. Aslında depresyon sürecinde bu tür belirtiler ortaya çıkaran ergenlerde bu tür kişilik bozukluklarını geliştirme riski yüksek olsa da, erken dönemde yanlış yaklaşımlar tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir. Damgalama, ümitsizlik, dışlanma gibi ek sorunları doğurabilir ve bu ek sorunlar da var olan ruhsal sorunları derinleştirebilir.
Öte yandan, depresyona çok sayıda psikiyatrik bozukluk da eşlik edebilir. Örneğin çok sayıda kaygı bozukluğu depresyonla eş zamanlı olarak ortaya çıkabilir. Bedensel yakınmaların ön planda olduğu somatizasyon bozuklukları sık görülür. Özellikle yaygın anksiyete bozukluğu depresyon gelişimi için oldukça belirgin bir risk faktörü olarak değerlendirilir.
Dr. Koray Karabekiroğlu
En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir...
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez
veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz.
Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.